Okulların kapanıp yaz tatilinin başlamasıyla beraber ebeveynlerin de bazı endişeleri ortaya çıktı. Her ne kadar çocuklarının kitap okumasını ya da gelişimine faydalı olacak oyunlar oynamasını tercih etseler de bilgisayar oyunları çocuklar için çok daha cazip olabiliyor.
Teknolojinin hızla ilerlemesi şimdiki çocukluğun gidişatını da büyük ölçüde etkiledi ve çocukların ekranlarla geçirdikleri süreler ciddi derecede artış gösterdi. Çocuklar boş zaman aktivitesi olarak video oyunlarını tercih etmeye başladı ve video oyunlarına ayırdıkları günlük süreler 4-6 saati buluyor ve hatta geçiyor. 30 yıl önce video oyunlarının zekayı geliştirip geliştirmediği konusundaki tartışmalar çok popülerken, bugün artık o nesilde video oyunları ile oynayarak büyümüş çocukların çok daha üretken, daha zeki, daha pratik, daha pragmatik bireylere dönüştüğünü, dünyayı önceki nesillerden çok daha farklı biçimde algılayıp, daha çözüm odaklı bir dünya kurduklarını görebiliyoruz.
Mobil cihazların da son 15 yılda hayatımıza hızla girmesinden sonra hepimiz fark ettik ki, elinde bir tabletle YouTube’da video izleyerek büyüyen çocuklar, kısa sürede yabancı dile adapte olabilirken, geçmiş nesillere oranla inanılması erken yaşta güç bir bilgi dağarcığı da geliştiriyorlar. Arkasından da becerilerini büyütmeye başlıyorlar ve çok daha etkin, çok daha yetenekli, daha zeki bir nesil arka arkaya gelmeye başlıyor. Yani video oyunları zekayı geliştirir mi sorusu artık bir tartışma konusu değil, eğitimciler, psikologlar, eğitim bürokrasisi bu gerçeği çoktan fark etti ve çocuk eğitiminde “oyunlaştırmayı” yoğun olarak kullanıyorlar.
Video Oyunlarının Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Bağımlılık: Geçirilen uzun zamanlar sonucu gelişim çağında olan bir çocuğun hayatından büyük bir alana sahip olan oyunlar çocukların bağımlı olmasına ve oyunların hayatının bir parçası haline gelmektedir.
Vakit Kaybı ve Akademik Başarısızlık: Çocuklar oyun oynamak için ayırdığı zaman içerisinde ödevlerini yapması gerekmekte veya ilgili sorumluluklarını yerine getirmesi gerekirken, bu sorumluluklarına ayıracağı zamanı oyun oynayarak geçirdiği için akademik başarısızlıklar zamanla boy gösterecektir.
Gerçeklik Duygusunu Kaybetme: Gelişim çağında ve duygularının çok hassas olduğu dönemlerde oyunlarla çok zaman geçiren gençler gerçek hayatın gerçek duygularından yoksun büyüdükleri için gerçek dünya ve duygular ile dijital dünyadaki duygu ve gerçeklikleri karıştırması oldukça doğaldır.
Asosyallik: Gelişim çağındaki çocukların iletişim becerilerini geliştirebilmeleri için geçireceği zamandan yoksun olarak büyümesi gerçek hayatla yüzleştiği zaman iletişime geçme konusunda sıkıntı çekecek olup bu da ilerleyen zamanlarda bireylerin asosyal olmasına neden olmaktadır.
Daha önce bu alanda yapılan araştırmalar, oyun oynamayı depresyon ve artan saldırganlıkla ilişkilendirerek bu oyunların çocuklar üzerindeki zararlı etkilerine odaklanıyordu. Ancak Chaarani, söz konusu araştırmaların özellikle de beyin görüntülemesini içerenlerin, nispeten az sayıda katılımcıyla (denek) sınırlı kaldığını belirtiyor. Yeni araştırmada Chaarani ve meslektaşları, ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından finanse edilen büyük çaplı Ergen Beyni Bilişsel Gelişim ( Adolescent Brain Cognitive Development/ABCD) Çalışması’ndan elde edilen verileri analiz etti.
Araştırma kapsamında ‘hiç oyun oynamayanlar’ ve ‘günde üç saat veya daha fazla oyun oynayanlar’ diye iki gruba ayrılan dokuz, on yaşlarındaki yaklaşık 2 bin çocuğun anket cevabı, bilişsel test sonuçları ve beyin görüntüleri incelendi. Araştırmacılar, makalenin sonuç kısmında, “Sonuçlar, video oyunlarının ölçülebilir nörobilişsel etkilere sahip bilişsel bir eğitim deneyimi sağlayabileceği yönündeki ilgi çekici olasılığı artırıyor.” ifadelerine yer verdi. Bu eşik, Amerikan Pediatri Akademisi’nin daha büyük çocuklar için bir ya da iki saatlik video oyunu ekran süresi uygulamasını aştığı için seçildi.