Günümüzde akıllı telefonlar artık 14-15 yaşlarından 50-55 yaşlarına kadar herkesin ellerinde görebildiğimiz bir cihaz haline geldi. Bu sektörle uzaktan yakından alakası olan olmayan bir sürü firma akıllı telefon üretimi yapmakta. Üretim farklılığı, hedef kitle farklılığı, kullanılan malzeme, yapılan işçilik, tarz gibi konular çeşitlilik göstermeye hızla devam ettiğinden, biz kullanıcılar ” acaba hangi akıllı telefonu kullanmalıyım? ” sorusunu sürekli kendimize sorabiliyoruz. Bu soruya yanıt ararken de bazılarımız internet üzerinden araştırmalar yapıyor, bazılarımız etrafındaki insanların kullandıkları akıllı telefonları gözlemleyip daha iyisi ne ise bu şekilde karar veriyor. Kimileri ise belli bir firmanın en son çıkan modelini güncel olarak takip edip satın alıyor. Bizce durum biraz farklı tabi.
Öncelikli Sorumuz : Bir akıllı telefona ihtiyacım var mı? Her gün sosyal medyada paylaşımlar yapıp başkalarının içeriklerini takip ediyorsanız, maillerinize bakıp işinizi takip ediyorsanız, unutmak istemediğiniz bir kareyi ölümsüzleştirmek adına anlık olarak fotoğraf ve video çekme ihtiyacı duyuyorsanız, biri sizi aradığında parmağınızı kaydırarak cevap vermek, birini aramak için kişi ekranda iken telefonu kulağınıza götürüp otomatik arama yaptırmak gibi özellikler hayatınızın vazgeçilmezi ise, akşamları telefonunuzu elinize alıp ailenizin diğer fertleri gibi oyunlarla, sosyal medyayla haşır neşir olmak istiyorsanız, evet bir akıllı telefona ihtiyacınız var demektir. Peki kimin ihtiyacı yok? Telefondan tek beklentisi görüşme yapmak, kısa mesaj göndermek ve aklında tutamayacağı numaraları isimlendirerek, hatta aynı isim üzerine adreslerini bile ekleyip kaydetmek olan kişiler için bir akıllı telefona elbette ihtiyaç yoktur. Ayrıca, telefonumun şarjı 4-5 gün idare etsin diyorsanız, akılsız bir telefon kullanmak durumundasınız.
Peki Hangi Özellikler? Telefonlarımızdaki özelliklerin sadece ve sadece 60% ını kullandığımızı unutmamak gerekiyor. Örneğin parmak izi okuyucusu. Bu özelliği telefonu satın aldığınız zamanla maksimum bir ay sonrsı arasında kullanıyorsunuz. Peki neden sırf parmak izi okuyucusu olduğu için bu akıllı telefonu tercih ediyorsunuz? Bir başka örnek ise 4k ekran çözünürlüğü. Günümüzde evimizdeki kocaman ekranlı televizyonlarda bile HD ile FUllHD çözünürlük kullanıyorken, cebimizdeki küçücük ekrandan neden 4k ( 720p x 4 ) çözünürlük bekliyoruz? İsterseniz, gelin size biraz daha gerçekçi ihtiyaçlar ile nasıl bir akıllı telefon seçmeniz gerektiği konusunda yardımcı olalım.
Pil – Şarjım Ne Kadar Süre Gidecek? 
Pil konusu, üretici firmanın ilgili modelinde kullandığı diğer teknolojilerle doğru orantılıdır. İlk olarak, kullanılan işlemci, grafik işlemcisi, ekran boyutu ve türü gibi etkenler, ilgili modelde ne kadar büyük ve ne teknolojide bir pilin kullanılacağını belirler. İkinci etken ise, telefonun dizaynı. Çoğu zaman, güçlü donanıma sahip bir akıllı telefonun pilinin yetersiz olduğunu görebiliriz. Çünkü telefonun görünümü için kırpılmıştır. Öncelikle telefonunuzu hangi periyotlarda şarj edebileeceğinizi düşünün. Eğer günde iki kere şarj edebilirim diyorsanız, büyük ekranlı ( 5″ ve üzeri ) ve ortalama güçte bir akıllı telefon tercih edebilirsiniz. Piliniin bütün gün sizi götüreceği bir telefon istiyorsanız, LG G2 gibi pil – donanım oranı çok iyi geliştirilmiş bir telefon almanız gerekiyor. Ancak telefon özelliklerinde yazan 2200mah gibi değerler sizi aldatmasın. 720p ekranlı bir telefondaki 1.250mah pil, 4k ekranlı bir ekrandaki 3.200mah pilden daha iyi idare edecektir. ( Elbette diğer donanım özellikleri de etkilidir, burada vurgulamak istediğim oran-orantı. )
Ne kadar işlemci? Ne kadar RAM? Bu soruyu cevaplarken Android işletim sistemine sahip akıllı telefonları ayrı, IOS işletim sistemine ait akıllı telefonları ayrı düşünmek gerekli. Android bir cihaz alacaksanız RAM oldukça önemlidir. Günümüz şartlarında, standart bir kullanımda size sıkıntı çıkartmayacak RAM seviyesi 2GB ile başlarken, IOS’larda bu biraz daha aşağılarda olacaktır. IOS işletim sistemine sahip akıllı telefonlar yani iPhone’lar, donanım-performans oranını çok iyi geliştirilmiş akıllı telefonlardır. Çok fazla teknik detaya girmemekle birlikte, sizi sıkıntıya düşürmeyecek işlemciyi yine kendi kullanımınıza göre seçmeniz gerekmektedir. Örneğin, sadece sosyal medya ve normal telefon işlevlerini yerine getirip, standart oyunlarla arada sırada vakit geçiririm diyorsanız ekstra bir performansa ihtiyacınız yok demektir. Ancak 4k video çeken bir akıllı telefon istiyorsanız, işlemci burada önemli bir etken olacaktır. Ha keza bilgisayarlarımızda da güçlü oyunları oynayabilmek için iyi bir ekran kartı – işlemci kombinasyonu yapmamız gerekiyor zaten.
Diistribütör Garantisi Neden Önemli Bir Konu? Çoğu telefoncunun Gray olarak da tabir ettiği ( ne kadar doğru bir kullanım bilemiyorum, dilden dile geziyor.. ) dist. garantili akıllı telefonları satın almak, bir nevi kumar oynamaktır. ( Haram/Helal sıkıntısı yok korkmayın. Sadece risk. ) Neden bu kadar risklidir? Telefonunuz ile ilgili öngöremediğiniz sıkıntılarınız çıkabilir. Nedir bunlar? Örneğin ekranınızın sararmaya başlaması. Ya da kutusundan ilk çıkardığınızda farkedemediğiniz ancak koşulsuz iade süreniz geçtikten sonra farkettiğiniz çalışmayan bir aksam. Böyle durumlarda KVK veya üretici firma garantileri kadar olmasa da, dist. garantisi de üzerine düşeni yapmaya çalışıyor ancak sorun burada başlıyor. Telefonunuz garantide haddinden fazla kalabiliyor. Bir yerini tamir ederken diğer bir yerini bozabiliyorlar. Yapılamayan bir arıza durumunda size yeni bir telefon vermeleri gibi bir durum çoğu zaman insanın kabus dolu bir kaç hafta geçirmesine sebep olabiliyor. Ancak sadece ” ben telefonumu iyi kullanırım ” ya da ” bişey olursa yenisini alırız nedir yani ” diyorsanız, hatta ve hatta ” ucuz olsun bizim olsun ” kafasındaysanız Distribütör Garantili telefonları satın alıp, riske girebilirsiniz. Umarım kullanım süreniz boyunca hem telefondan hem de garanti firmanızdan kaynaklı hiç bir sıkıntı yaşamazsınız.
iPhone mu Android mi? Nasıl karar vereceğiz? Az önce de bahsettiğimiz gibi, IOS işletim sistemine sahip iPhone cihazlar performans-donanım oranını iyi tutturabilmiş öncü telefonlardır. Ancak Android kullanan bazı cihazlar iPhone’un önün geçebiliyor zaman zaman. Burada önemli olan nokta, hedefi tam ortadan vurmak! Şöyle ki; stabil çalışsın, sürekli uygulama yükleyip sistemin geliştirilmesine iyi veya kötü kaykı sağlamayayım, bazı durumlarda elim kolum bağlansın ama abuk subuk hatalar vermesin, klas bir duruşu da olsun diyorsaız bir iPhone alabilirsiniz. Ancak Android bir telefon kullanmak aynı zamanda özgürlük anlamına geliyor. Çoğu kullanıcı için daha kolay bir kullanım sağlamasından ziyade, bir cennet olan uygulama marketi, orasını burasını oynayabileceğiniz yapısı, root ( telefonu kırmak ) özgürlüğü, geliştirme özgürlüğü ve en önemlisi de önünüzde çok fazla alternatif Android akıllı telefon olması, sizi Android kullanmaya da itebilir. Karar sizin.
Son olarak, Hangi markaları tercih etmeliyim? Özellikle bir marka vermemiz doğru olmayacaktır çünkü kişiden kişiye, tecrübeden tecrübeye işler elbette değişir. Ama önerebileceğimiz şey şu olabilir; bilindik markaların bilindik modellerine yönelin. Ama nasıl bilinmesi gerekiyor? Herkesin elinde olan ( sanki bedeliye dağıtmış ) ya da herkesin sadece görünüşünü beğendiği marka/model değil burada kastımız. Araştırın, sıkıntısı veya kronik problemi olmayan bir marka/model bulup onun üzerine gidin. Böylelikle en saçma sorunlardan oldukça uzaklaşmış olursunuz. Örneğin, LG G2 ve LG G3 modellerinin bazı serilerinde ekran sararması sıkıntısı mevcut. G3’lerin hemen her serilerinde ısınma problemi var. Asus Zenfone’lar çok kaba, ama kütük gibi sağlam telefonlar. Ya da bazı iPhone modellerinde bükülme sorunu vardı ( gerçi bir sorun teşkil etmiyor, hatta eğlenceli ama olsun ) gibi durumlar mevcut.
Hızla gelişen bu teknolojiyi elinize almak, cebinize koymak, tam da zamanında çıkarıp kullanmak ve herkesin beğenisini kazanmak oldukça heyecan verici, kabul ediyoruz. Ancak, doğru kullanmayı öğrenmeye çalışmadan önce, doğru seçim yapmayı bilmek gerekir. Umarım az da olsa yardımcı olabilmişizdir. Bir başka makalemizde görüşmek üzere. Hoşçakalın.
